Kızamık Hastalığı ve Kızamığın Tedavisi
Kızamık : Çok bulaşıcı bir akut virüs enfeksiyonudur; özel bir tedavisi yoktur, rahatsızlık veren belirtileri gidermeye yönelik ilaçlar kullanılır.
Kızamık Hastalığının Nedenleri :
Kızamığın etkeni olan virüs, hastaların burun ve yutak salgılarıyla çıkan damlacıklarda bulunur; ağız ya da burundan üst solunum yollanna ya da dolaylı olarak konjunktiva mukozasına girer. Vücuda girdiği yerde üreyerek düşük miktarda bütün vücuda yayılır ve lenf dokusu hücrelerinde üremeyi sürdürür.Daha sonra ikinci kez, çok daha uzun süreli ve kitlesel olarak kana yayılır; bu döneme ilişkin ilk belirtiler virüsün bulaşmasmdan yaklaşık 9-10 gün sonra ortaya çıkar. Hastalık bu aşamadan sonra, 14-15'inci güne değin çok bulaşıcıdır. Virüsün vücuda girmesinden yaklaşık 14 gün sonra döküntülerin başlamasıyla virüsün üremesi azalır; 16. günden sonra genellikle kanda virüse rastlanmaz. Yalnız idrarda bulunan virüs bu ortamda varlığım günlerce sürdürür. Döküntüler kanda hastalığa özgü antikorların belirmesi ve hastanın iyi-leşmeye başlamasıyla aynı dönemde görülür; kızarıklıkların pul pul dökülmeye başlamasıyla bulaşıcılık dönemi bütünüyle sona erer.
Bulaşma :
Kızamığın derideki belirtileri yaygın döküntülerdir. Kızamık tüm dünyada yaygın olarak rastlanan döküntülü bir hastalıktır. Etkeni, çok küçük ve vücudun dışındaki kimyasal ve fiziksel etkenlere karşı çok az direnci olan bir virüstür. Hastadan sağlıklı kişilere üst solunum yolları yoluyla ve özellikle konuşurken ve öksürürken çıkan tükürük damlacıkları aracılığıyla kolayca bulaşır. Bulaşmanın bu kadar kolay oluşu nedeniyle kızamık genellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında küçük salgınlar halinde görülür. Kızamık salgınında hastalığa önce çocuklar yakalanır; erişkinlerin büyük bir bölümü ile üç aylıktan küçük bebekler salgını, hastalığa yakalanmadan atlatabilir. îlk bakışta tuhaf görünen bu olay kolayca açıklanabilir. Vücut ilk kez virüsle karşılaştığında hastalığa yakalanır ve virüse özgü antikor üretmeye başlar. Kandaki bu antikorlar virüsle yeniden karşılaştığında, virüsü etkisizleştirir; böylece hastalığa karşı direnç geliştirilmis olur. Sütçocukları anne karnındaki yaşamlannda bu antikorları annelerin-den aldıklanndan, erişkinlerin büyük bir bölümü de çocukluk çağında hastalığa tutulduklarından salgından etkilenmezler. Hastalığın ileri derecede bulaşıcı olması nedeniyle 2-4 yılda bir kızamık salgınları ortaya çıkar.
Bir toplulukta salgın görüldüğünde, bağışıklığı olmayan bütün bireyler hastalanır ve bağışıklık kazanır; bu nedenle, hastalığa yakalanacak yeni bireylerin ortaya çıkması için belli bir süre geçmesi gerekir.
Hastalığın Belirtileri :
Kızamıkta sıklıkla belirgin olarak birbirinden ayrılabilen dört dönem gözlenir: Kuluçka dönemi, döküntü öncesi dönem (prodrom dönemi), döküntülü dönem ve iyileşme dönemi. Bulaşma kuluçka döneminde anında başlar, virüs 8-12 gün boyunca vücutta belirti vermeden ürer. Normal olarak 10. günde döküntü öncesi dönem başlar, ateş hızla yükselir ve ağızda yanağın içinde, azıdişleri hizasında kırmızı bir alanla çevrili küçük beyaz lekeler belirir; bu lekeler ilk tanımlayan hekimin adıyla anılır (Koplik lekeleri). 2-3 günden fazla sürmeyen bu dönemde çocuk isteksiz, yorgun ve uykuludur; iştahı azalmıştır, aksırır, hırıltılı, inatçı ve kuru bir öksürüğü vardır; sulanan ve kızaran gözleri güçlü ışıktan rahatsız olduğundan ışıklı ortamlar dan uzak durur. Bu aşamada kızamığa henüz tam konmamış olsa da son derece bulaşıcıdır ve çocuğun enfeksiyonu aile bireylerine yayma olasılığı yüksektir. Ateşin geçici olarak azalmasıyla döküntülü dönem başlar. Döküntüler başlangıçta düz, sınırları belirgin pembe renkli küçük lekeler biçimindedir; daha sonra hafifçe kabanr, büyür, sayılan artar ve giderek koyulaşıp kırmızılaşır.
Döküntüler çıkarken ateş yemden yükselir ve çocuğun genel durumu kötüleşir. Sürekli yatmak ister ve çok yorgundur, gözleri kolayca sulanır, aksırıklar yerini gerçek bir soğuk algınlığına bırakır, öksürük hala hıntılı ve çok rahatsız edicidir, özellikle küçük çocuklarda ishal görülür. Döküntülerin ortaya çıkmasından üç ya da dört gün sonra, ateş hızla düşer; kırıklık hali, öksürük ve soğuk algınlığı kaybolur, çocuk rahatlamış görünür. Döküntüler de ilk ortaya çıktığı bölgelerden başlayarak hızla solar. Kızarıklıkların pullanarak dökülme döneminin ardından çocuğun tümüyle iyileştiği söylenebilir. Döküntüler hiçbir iz bırakmadan hızla kaybolur; özellikle yüz ve boyun çevresindeki deri pul pul dökülür. Ne var ki, hastalığın bu son evresi her zaman fark edilmez, özellikle hastalığın hafif geçtiği olgularda hiç görülmez.
Görülebilecek Komplikasyonlar :
Tüm olguların yaklaşık yüzde 6'sında komplikasyonlar görülür; iki yasma kadar ve erişkinlerde bu oran daha yüksek olabilir. En sık rastlananlar solunum sistemi komplikasyonlandır; döküntülerin ortaya çıkmasından önceki dönemde ve döküntülü dönemde başlayan ve olguların büyük bir bölümünde kızamık virüsünün doğrudan etken olduğu bronş-akciğer iltihapları (bronkopnömoni) ile genellikle bakteri kökenli enfeksiyonlara bağlı olarak iyileşme döneminde görülen-bronş-akciğer iltihaplan ayırt edilmelidir.
îlki özellikle küçük çocuklarda çok ağır geçer ve virüs kökenli olduğundan antibiyotik tedavisiyle tedavi edilmez. Geç dönemde görülen bakteri kökenli bronş-akciğer iltihaplarında, ateş, irinli ve balgamlı öksürük ile solunum güçlüğü görülür. Bu tablo, antibiyotiklerle tedavi edilebildiğinden pek tehlikeli sayılmaz. Bir başka solunum sistemi komplikasyonu da üç yaşından küçük çocuklarda görülen ve solunum güçlüğüne neden olan gırtlak iltihabıdır (laren-Jit). Geçmişte çok sık görülen irinli kulak iltihabı (otit) antibiyotik tedavisinin uygulanmasından sonra giderek azalmıştır; virüs kökenli iltihabın yerleştiği ortakulak mukozasında bakterilerin üremesiyle oluşur. Kızamık komplikasyonlanndan en tehlikeli olanı son yıllarda daha sık görünen beyin iltihabıdır (ensefalit). Bin olgudan birinde görülen beyin iltihabı sıklıkla 2-9 yaş arasında ortaya çıkar. iyileşme döneminde ateşin yeniden yükselmesiyle başlar, havale nöbetleri ve koma görülür. Ender rastlanan bazı olgularda çok erken dönemde, döküntüler ortaya çıkmadan önce de başlayabilir. Klinik belirtiler genellikle çok değişken ve ağırdır. Çocuğun 1-2 gün içinde ölmesine yol açan biçimleri de vardır.
Tanı :
Döküntü ortaya çıkmadan önce kızamık tanışı koymak, hastalığın bulaşıcı olup olmadığı da bilinmiyorsa, çok güçtür, îlk belirtiler (ateş, soğuk algınlığı, öksürük vb) kesinlikle hastalığa özgü değildir ve grip gibi üst solunum yolları enfeksiyonlannda da görülür. Erken dönemde görülen Koplik lekeleri tanı açısından büyük önem taşır. Kızamığa özgü döküntüler gerek özellikleri, gerek ortaya çıkış biçimi (kulakların arkasından başlayıp yüze ve vücuda yayılması) açısından tanıyı kolaylaştırır. Gene de döküntünün yukarıda betimlenenden farklı olabileceği de unutulmamalıdır; lekeler kimi zaman çok küçük ve soluk, kimi zaman da büyüktür ve içi sıvı dolu küçük keseciklerle kaplıdır. Kimi zaman döküntülerin altındaki kılcal damarlar çatlar ve kanamaya benzer bir görünüm ortaya çıkarsa da çok önemli değildir. Döküntülerin görünümü hastalığın gidişini hiçbir zaman etkilemez. Koplik lekeleri başka hiçbir hastalıkta görülmediğinden, kızamağın erken dönemde, özellikle bulaşıcılığın en yüksek olduğu dönemde tanınmasını sağlar.
Tedavi :
Kızamık virüsünü yok eden özel bir ilaç olmadığından belirtileri hafifletmeye yönelik tedavi uygulanır. Kon-junktivit için gözler ılık borik asitle yıkanır ve gözkapaklan özenle temizlenir. Soğuk algınlığı sırasında günde birkaç kez burna damar büzücü damla damlatılırsa çocuk daha kolay soluk alıp verebilir, îshal başlasa da özel bir tedavi gerekmez, çocuğa bir iki gün sıvı besinler verilir. Yalnızca solunum sistemi belirtilerinin ağır olduğu az sayıdaki olguda, antibiyotik tedavisi gerekir. Hasta evinde uygun koşullar sağ-landığında rahatlıkla tedavi edilebilir ve komplikasyonlardan korunur. Beslenme ve ortam özellikle önemlidir. Küçük hasta en az on gün yalnız kalacağından, özellikle nezleli ve döküntülü dönemlerde odasmın rahat ve konforlu olması, iyi havalanması, ama hava akımının olmaması, oda sıcaklığının 20°C kadar olması ve odanın aşırı aydınlatılmamış olması gerekir. Bu arada hastanın yalıtılmasının da (karantinaya alınmasınm) tartışmalı olduğunu belirtmek gerekir. Çünkü hastalığın en bulaşıcı olduğu aşama, henüz tanı konulamayan döküntü öncesi dönemdir. Hastalık sırasında sıvı ya da yarı sıvı, kolay sindirilen, sebze çorbası, sütte ezilmiş bisküvi, taze meyve suyu (özellikle şekerli limonata ve portakal suyu) gibi besinler verilmelidir. Özellikle iştahın az, ateşin yüksek olduğu döküntülü evrede çocuk yemek için zorlanmamalıdır.
Korunma :
Günümüzde en etkili korunma yöntemi kızamık virüsüne özgü insan gamma globülinidir. Salgınlarda ve çocuğun sağlığının başka hastalıklar nedeniyle kötü olduğu dönemlerde korunmaya önem verilmelidir. Gammagiobülin, bulaşmadan önce uygulandığında, kızamığı etkili bir biçimde önler; geç uygulandığında etkisizdir, yalnızca belirtileri hafifletir. Kızamık çocuklarda erişkinlere göre daha ağır geçtiğinden en iyi önlem gammagiobülin kullanılarak hastalığın hafif geçmesinİ sağlamaktır. tki ya da üç yaşından küçük çocuklar dışındaki bireylerde bulaşmayı önlemektense koruyucu önlemlereağırlık vermek önerilir. Hastalığı geçiren çocuğun vücudunda kızamık virüsüne özgü antikorlar üretildiğinden yaşam boyu bağışıklık kazanılır. Kızamık aşısı da korunma sağlayabilir; bu amaçla tavuğun embriyon hücrele-rinden elde edilen ve etkinliği azaltılmış bir kızamık virüsü türü kullanılır. Aşı, tek dozda derialtına şırınga edilir. Bebeklere dokuz aydan başlayarak kızamık aşısı yapılabilir. Bu durumda yüzde 95 koruma sağlanır. Bir yaşında yapılan aşılarda ise, koruma oranı yüzde 99'dur. Salgın durumlannda altı aylık bebekler de aşılanabilir. Ama aşının sonradan yinelenmesi gerekir. Aşıdan sonra çocuk çok hafif bir enfeksiyon geçirebilir, ve kalıcı bağışıklık kazanır.
Konuyla ilgili aramalar: : kızamık hastalığı , kızamık aşısı , nasıl bulaşır , kızamık bulaşıcımıdır , kızamığın belirtileri , kızamıkta tanı nasıl konur , tedavisi
Reklam Alanı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Reklam Alanı
Kategoriler
- Ağız Sağlığı
- Anne Sağlığı
- Astım Hastalığı
- Böbrek Sorunları
- Cilt Hastalıkları
- Cinsel Sağlık
- Çocuk Sağlığı
- Deri Hatalıkları
- Diş Bakımı
- Diş Sağlığı
- Diyet Ve Kanser
- felç tedavisi
- Grip Hastalığı
- Güneş yanıkları
- ilk yardım
- kadın hastalıkları
- Kadın Sağlığı
- Kalp Sağlığı
- Kan Hastalığı
- Kan Şekeri
- karaciğer sağlığı
- Kilo Vermek
- Kolon Kanseri
- Masaj Terapisi
- Meme Kanseri
- Mide Şikayetleri
- Nefes Darlığı
- Ruh Sağlığı
- Sağlıklı Besinler
- Sağlıklı Beslenme
- Stres Nedenleri
- Şeker Hastalığı
- Şifalı Bitkiler
- Vitiligo Tedavisi
- Yaşam
Arşiv
-
▼
2013
(189)
-
▼
Temmuz
(45)
- Grip Nedir İnfluenza Nedir Hakkinda
- Pnömoni Zaturre Nedir Pnomoni hastaliginin onemi
- inflüenza grip aşısı nedir ve kimlere uygulanmalıdır
- Şap Hastalığı
- Sitomegalik İnklüzyon Hastalığı
- Kuduz Hastalığı
- Sarıhumma Hastalığı
- Tifo Hastalığı
- Paratifo Hastalığı Nedir
- Kızamık Rubeola Hastalığı
- Kızamıkçık Rubella Hastalığı
- Çiçek Variola Hastalığı
- Su Çiçeği Varicella Hastalığı
- Kabakulak Hastalığı
- Poliomyelit poliyomiyelit
- Kansızlık Anemi Nedir Kansızlığın Belirtileri Nele...
- Talasemi Nedir Akdeniz Anemisi Hakkında
- Polisitemia Vera ve Hodgkin Hastalığı
- Farenjit Hastalığı Akut Farenjit ve Kronik Farenji...
- Larenjit Hastalığı ve Larenjit Tedavisi Nedir
- Bronşit Hastalığı Akut Bronşit ve Kronik Bronşit N...
- Bronşiolit Hastalığı Nedir Bronşiolit Belirtileri ...
- Brusellozis Malta Humması Hastalığı Nedir
- Trişinellozis Hastalığı Nedir
- Tiroid ve Tiroid Hastalıkları
- Tiroid Bezi Hastalıkları
- Difteri Hastalığı
- Boğmaca Hastalığı
- Tetanoz Hastalığı
- Kabakulak Hastalığı ve Kabakulak Aşısı
- Kızamık Hastalığı ve Kızamığın Tedavisi
- Kızamıkçık Hastalığı ve Kızamıkçık Aşısı
- Kızıl Hastalığı Belirtileri ve Tedavisi
- Alerji nedir Allerji Nelere Karşi olunur
- Astım Nedir Astım Hastalığının Tedavisi
- Su Çiçeği Hastalığı Belirtileri Tedavisi
- Fenilketonüri PKU Hastalığı ve Tedavisi
- Meme Kanseri Belirtileri ve Tedavisi
- Hipertansiyon nedir Kan Basıncı nedir
- Astım Nedir Astımın Belirtileri ve Tedavisi
- Horlamanın Nedeni ve Tedavisi Nedir
- Glokom Nedir Göz Tansiyonu Nedir Belirtileri ve Te...
- Retina Yırtılması Nedir Dekolman
- Göz Kuruluğu Nedir Tedavisi Nasıldır
- Çocuklarda ve Yetişkinlerde Şaşılık
-
▼
Temmuz
(45)
Sayfa Görüntüleme
Site Sayaç
Reklam Alanı
Arama
Reklam Alanı
Popüler Yayınlar
-
Poliomyelit, poliyomiyelit POLİYOMİYELİT Entrerovirüs, Picarnovirüs ailesinden tek sarmallı RNA virüsü ENTEROVİRÜSLER 1) Poliovirü...
-
Doğuma giderken merak edilen sorular Birçok kadın suyun kovalarca geleceğini duymuştur. Ancak gerçekte su kesesi patladığında ilk olarak d...
-
Kabakulak Hastalığı Kabakulak: Tükrük bezlerinin (parotid) ağrılı şekilde şişmesi halidir. Daha çok kış - ilkbahar aylarında ve 5-15 yaş ara...
-
Diş sağlığı sağlıklı beyaz dişler ibaret değil, bu bütün ağız sağlığı kapsar. Insanlar diş sağlığı hakkında duymak Çoğu zaman, onlar sadec...
-
Hemşirelik nedir? Hemşirelik bireyin, ailenin, toplumun sağlığını korumak, yükseltmek, geliştirmek ve hastalık halinde iyileştirme amacı...
-
Ekseri genç yaşlardaki kişileri hedef alan kanser türleri arasındaki lenf kanseri, daha çok küçük yaşlarda erkek çocuklarından husule gelm...
-
Astım Nedir? Astım Hastalığının Tedavisi Astım nedir? Astım, hava yollarının çeşitli uyaranlara artmış yanıtının söz konusu olduğu, tekrarl...
-
Keten Tohumu Faydaları Keten Tohumu faydaları açısından bilinen bir şifalı bitkidir. Keten tohumu içerdiği omega 3, 6, 9 vitaminleri sayesi...
-
Grip genellikle grip veya viral grip olarak bilinir. Çoğunlukla kuşlarda bulunan RNA virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir virüs hastalığıd...
-
Yapılan araştırmalara göre beyaz etli meyveler (armut elma gibi) ile bol sebze ve meyve yemek felce karşı koruma sağlıyor. (Araştırma ekibi:...
Etiketler
adaçayı
Ağız Sağlığı
akciğer kanseri
alkol
Anne
Anne Sağlığı
antioksidan
Apse
Astım
aşı
aşı olmak
ateş
Ayak
ayak ağrısı
Bacaklar
basur
Bebek
Besin
Beslenme
beyin felci
beyin kanaması
beyin tümörleri
biberiye çayı
bilim
bitki
bitki çayları
bitkisel
boğaz
Boğaz Kanseri
böbrek
burun
bypass nedir
Cil Hastalığı
Cilt
Cilt Bakımı
Cilt Sağlığı
cinsel
cinsel güc
Cinsel Sağlık
Cinsellik
Çocuk Sağlığı
Diş
diş ağrıları
Diş Ağrısı
Diş Bakımı
Diş Beyazlatma
Diş Çürükleri
Diş Eti
diş eti çekilmesi
diş eti hastalıkları
Diş Hekimi
Diş İlaçlrı
Diş İpi
Diş Sağlığı
Diş Tedavisi
Diyet
dna testi
Doğum
doktor
Egzersiz
enfeksiyon
estetik
felç
felç nedenleri
felç nedir?
Gebe
Gebe Kalmak
Gebelik
ginseng
göz
göz estetiği
Greyfurt
Grip
Grip Aşısı
Hamile
hamilelik
hamilelik dönemi
hastalık
Hastalıklar
hastane
Hemoroit
hemşire
hemşire kızlar
İlaç
ilk yardım
ilk yardım çantası
ilkyardım
İnsülin
İnsülin İğnesi
Kabızlık
Kadın Sağlığı
Kalori
Kalp
Kalp Krizi
kalp pili nedir
Kalp Sağlığı
Kalp Yetmezliği
Kan Basıncı
kan kanseri
Kan Şekeri
Kanser
kanser nedir
Kanser Tedavisi
kansızlık
karaciğer
kefir
kemoterapi
kilo
Kilo Kaybı
Kilo Vermek
Kolestrol
kolon kanseri nedir
kulak
Malnütrisyon
Masaj
Meditasyon
Meme Kanseri
meneraller
mide
Mide Ekşimesi
nasır
nikotin
Obezite
okaliptis
ozon terapi
Öksürme
Özel Diyet
pankreas
pansuman yapmak
prostat kanseri
radyasyon
radyoterapi
rezene
romatoit
Ruh Sağlığı
Saç
Sağlık
sağlıkcı kız
sağlıklı
Sağlıklı Bebek
Sağlıklı Cilt
Selilüt
Selilüt Tedavisi
Selilütler
Sigara
silikosiz
sinir
stent takma
Stres
Şeker Hastalığı
şifa
Şifalı Bitkiler
Tansiyon
tedavi
tehlike
terapi
turnike
vitaminler
Vucut Masajı
yara
yaralanma
Yaşam
Yemek
yeşilçay
yoga
yürümek
zayıflamak
zihin sağlığı
0 yorum:
Yorum Gönder