Reklam Alanı

30 Aralık 2012 Pazar

Bebeğinizin Hıçkiriğina Ne Yapilmali?

Bebeğim Hıçkırıyor Ne Yapmalıyım?
Bu konuyu açmamda ki amaçlardan biri bu gün geçenlerde doğum yapan bir arkadaşımın bebeğinin hıçkırığı karşısında ne yapacağını bilememesi.. Demek ki arkadaşım gibi birçok annede bu dertten müzdarip bir şekilde merak içinde çare arayıp bilgilenmek istiyor. Bebeğinin hıçkırığı karşısında ye yapacağını bilemiyen aileler için sizlere uzman tavsiyelerini aktarıyorum.

Bebeklerde hıçkırık sıkça görülebilen ve tehlikesi olmayan fizyolojik bir durumdur. Özellikle 0-6 ay arası bebeklerde daha sık ortaya çıkan bu durumdan kurtulmak için bir kaç basit öneri mevcuttur.

.

Devamı Oku ...

İştah açan besinler neler?

İştah açan besinler neler?
Tuz: İştahınızın açılmasına yardımcı olur. Tuzlu bir besinin hemen arkasından tatlı bir besin tüketme ihtiyacı hissedersiniz. Bunun nedeni kan şekerinizdeki iniş çıkışlardır. Aşırı tuz tüketiminden uzak durun.
Kırmızıbiber (acı biber): Diğer bir iştah açıcı besin maddesi de acı biberdir. Acı biber tükettiğinizde doygunluk hissinizi anlamanız zor olur.
Patates: Glisemik indeksi en yüksek besinler arasındadır.
Nohut: Midenin temizlenmesine yardımcı olur. Aynı zamanda iştahı da açar. Tüketimi hafta da 3 porsiyonu (yani 12 çorba kaşığı) geçmemelidir.
Havuç: Glisemik indeks değeri en yüksek sebzelerdendir.

.

Devamı Oku ...

Rahim Mantarıi ve Tedavisi


Derideki mantar hastalığının vajina bölgesinde görülmesidir.
Rahim mantarının ana sebebi bir mantar türü olan candida albicans’tır. Sağlıklı kadınlarda, normal olarak ağız içinde bulunan bir mantardır. Bu hastalığın belirtisi, kaşıntıyla beraber beyaz renkli bir akıntıdır.

Elden geldiğince mantarlı bölgeyi kaşımamak ve hastalığın başka bölgelere de bulaştırmamak gerekir. Kirli çamaşırlar iyi yıkanmalı ve durulama suyunda da dezenfekte ilaçlar kullanılmalıdır. Rahim mantarına sebep olan candida albicans mantarı çok bulaşıcıdır, bu nedenle kişisel temizliğinize önem vermeli ve diğer bölgelere de bu rahatsız edici mantar hastalığını bulaştırmamak için dikkatli olmalısınız.

.

Devamı Oku ...

Horlama ve Tedavi Yöntemi


Eğer horlama gibi bir sorunuz var ise daha fazla kendinize ve başkalarına eziyet etmeyin. Biran önce tedaviye başlayın.
Horlama uykuda solunum esnasında ortaya çıkan gürültülü ve rahatsız edici sestir. Horlamanın birçok nedeni vardır. Temel anlamda solunum esnasında ağızdan başlayıp, akciğere kadar olan bütün yol boyunca ki darlıklar, şişlikler ve anatomik bozukluklar horlamaya neden olabilir.

.

Devamı Oku ...

29 Aralık 2012 Cumartesi

İştah Kontrolu Nasil Yapilmali

dietİştah Nasıl Kontrol Edilir?

Yemek aslında basit gibi gelse de iştah ve doygunluk uzun yıllardır üzerinde araştırma yapılan bir olaydır.
Yemeğe başlamada, öğretilmiş davranışlar, vücuttan gelen uyarılar, psikolojik etkiler, besinin görünümü, kokusu, lezzetli, sosyal ortam ve çevre değişiklikleri de etkindir ve bunun hiçbirinin hormonlarla etkisi yoktur ve insanlar açlık hissi duymadan da yemek yiyebilir. Yemekle ilgili olan açlık, tokluk ve iştah kavramlarını tanımlayacak olursak;

.

Devamı Oku ...

Kesin Cözüm %100 incelme garantisi

%100 incelme garantisi

1. Gün Cumartesi
Yürüyün: Otuz dakika yürümek, size fiziksel başarının ilk dozunu verir. Kendi başınıza ya da köpeğinizle yapın (köpeğin koklama zamanlarında bekleme süresi sayılmaz; sadece gerçek yürüme süresi geçerli) veya yemek salonunuzdaki masanın etrafında yürüyün. Her gün 30 dakika yürürseniz, ‘SİZ Diyettesiniz’ için davranış ve motivasyon temellerini oluşturmuş olursunuz.

Esneme hareketleri yapın: Yürüdükten sonra beş dakika esneme egzersizleri yapın. Esnemek; kaslarınızın gevşemesine ve esnekleşmesine yardımcı olurken, aynı zamanda meditasyon etkisiyle dikkatinizi, odaklanmanızı ve zihinsel açlıktan uzak durmanızı sağlar.

.

Devamı Oku ...

Doğuma giderken merak edilen sorular

doğuma gitmekDoğuma giderken merak edilen sorular

Birçok kadın suyun kovalarca geleceğini duymuştur. Ancak gerçekte su kesesi patladığında ilk olarak damla damla gelir. Genellikle altınıza biraz kaçırmışsınız gibi hissedersiniz. Çoğu kadının su kesesi, doğum hazırlıklarını tamamlayana kadar da patlamaz... Ya da en azından kasılmalar başlayana dek.
Ancak bazı durumlşarda su kesesi erken bir dönemde delinebilir ve suyu sızdırabilir. Bu durumda doktorunuza başvurmanız ve su seviyenizi ölçtürmeniz çok önemli. Amniyon sıvısının azalması bebek üzerinde çok hayati sonuçlar doğurabilir ve enfeksiyon riskini arttırır. Eğer doğum tarihiniz yaklaştıysa, sürekli utanma korkusu yaşamanıza da gerek yok.

.

Devamı Oku ...

Hamilelikte bulanti sebepleri ve önlemleri

Hamilelikte bulantı sebepleri ve önlemleri

Kendimi niye bütün gün hasta hissediyorum?


Yanlız değilsiniz. Hamileliğin ilk haftalarında tüm anne adaylarının yaklaşık % 75 - % 80'ininde mide bulantısı görülür.
Hamilelik döneminde hormonların yükselmesi, kokulara karşı hassasiyetin artması, midenin daha fazla asit salgılaması ve yorgunluk gibi vücudunuzda birçok değişiklik aynı zamanda meydana gelir. Stres ve duygusallık mide bulantısını artırabilir.

.

Devamı Oku ...

Gebelik için Testler Hangileri

gebelik testiHamilelikte hangi testler yaptırılmalı

Bebeğini kucağına almayı hayal eden anne adaylarının hamileliğin başında check-up'tan geçmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Sedat Kadanalı, "Ayrıca hamileliğin 11-14 haftası arasında yapılan ikili tarama testini unutmayın" diyor.
Milliyet'in haberine göre, Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi'nden kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Kadanalı, hamilelik testleriyle ilgili sorularımızı yanıtladı.

.

Devamı Oku ...

Saçlarini daha hizli uzatmak istiyorsan

Saçların hızlı uzaması için ne yapmalıyız?

Uzun saçlar kadın için önemli bir aksesuar gibidir. Her kadının saçı aynı hızda uzamaz.
Doğadangelengüzellik'in haberine göre, bazı kadınların saçı çabuk uzarken, bazılarının ise saçı geç yada yetersiz uzar. Bitkilerin saç bakımı konusunda da önerileri var.
İşte bizden size birkaç tarif;
80 gr. kekiği 1 lt. suda 3-4 dakika kaynattıktan sonra süzün. Saç diplerini masaj yaparak yıkayın. Kahverengi saçlar kekik çayı ile yıkanırsa renklerini korur ve parlaklık kazanır.

.

Devamı Oku ...

Cilt Temizleme Nasil mi Yapilir?

cilt temizliğiCilt Nasıl Temizlenir?
Yumurta ve yağ (veya margarin), bu temizleme İşi İçin biçilmiş kaftandır, ayrıca her ikisinin de bütün cilt çeşitlerine uyabilmek gibi bir avantajları vardır.

Yağ İşlemi:
Bir parça tereyağını, veya margarini derinize, yukarıya doğru, hafif hareketlerle sürün. Bir kaç saniye sonra, yumu­şak bir bez veya tuvalet kağıdıyla, yine aşağıdan yukarıya ol­mak üzere yağı silin. Alnınıza, burnunuza ve çenenize iyice bastırın, yalnız gözlerinizin çevresinde daha yumuşak ve buru­na doğru açılan hareketler yapmanız gerekmektedir. Bu metod, su ve sabunun etki edemdiği siyah noktaları (ciltkurdu) ayık­laması bakımından çok faydalıdır. Makyaj yapmak âdetinde olsun olmasın, her kadın bu işlemi tatbik edebilir.

.

Devamı Oku ...

Lazer Epilasyonu Nasil Yapilir

lazer epilasyonEtkili Lazer Epilasyonu Nasıl Yapılır

Size bu konuyla ilgili çok uzun mazisi olan biri olarak diyebilirim ki ;
1- Alexandrite veya Diode lazer yaptırın çünkü bunlar hakkında bir çok literatür okudum. Okuduklarım hastane araştırmalarıydı ve en etkili yöntemlerin bunların olduğu tespit edilmiştir. İngilizceniz yeterliyse internette bununla ilgili tezler arayın.
2- Melanin hem cilde hemde kıla rengini veren maddenin adıdır. Melanin lazerin ısı enerjisini kıl köküne ulaştırır. Yani kıl ne kadar koyu ve kalın ise o derece iyi sonuç alabileceksiniz. Bu yüzden lazerin ince tüylerde ya tedavisi çok uzun sürecektir ya da hiç etkisi olmayacaktır.

.

Devamı Oku ...

Saç Mezoterapisi Nedir?

Saç Mezoterapisi Nedir?

Saç dökülmesi, saçların zayıflaması ve cansızlaşması gibi durumlarda uygulanabilen bir yöntem. Bu yöntemde çok ince uçlu bir iğne ile saçlı deri kıl köklerine besleyen, ilaçlar, vitamin ve mineraller direkt kıl köklerin olduğu bölgeye enjekte edilir, saçlı deride kan dolaşımını artması nedeni ile saçların dökülmesini azaltır, saçlar parlaklık ve canlılık kazanır, seans sayısı problemin yoğunluğuna göre değişmekle birlikte ortalama 5-10 dur, haftada bir şeklinde uygulanır ve ortalama 15 dakika sürer, iğneler son derce ince üçlü olduğundan kesinlikle ağrı, acı yapmaz.

.

Devamı Oku ...

Gebelikte Düşük Risklerlerine Dikkat

Gebelikte Düşük Riskleri

Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Meltem Çam, “Düşük nedir, düşük yapan hastanın şikayetleri nelerdir, düşük önlenebilir mi?” gibi düşük konusunda merak edilen soruları yanıtladı. 

Düşük nedir?

Düşük, bir bebeğin 20. gebelik haftasından önce kaybıdır. Bukendiliğinden olabilir ya da tıbbi nedenlerle gebelik düşük ilesonlandırılabilir. Düşüğün şekline göre farklı tanımlamaları olabilir. Gebelik vücuttan tamamen atılırsa tam, gebeliğe ait parçaların bir kısmı vücutta kalırsa kısmi düşükten bahsedilir.

.

Devamı Oku ...

Suda Doğum Yapmak mı İstiyorsunuz

suda doğum yapmakSuda Doğum Yapmak Hakkında Bilgiler

Uzmanlar, dünyada çok yaygın olmasına rağmen Türkiye’de sayılı kamu ve özel hastanesinde uygulanan suda doğumun ayrıntılarını ve yöntemin ayrıntılarını anlattı…
Anne adaylarının ‘ben yüzme bilmem’ kaygısıyla küvete girdiklerini belirten Op. Dr. Özlem Uzunlar, bebeklerin doğdukları anda yüzmeye başladığını söyledi.

.

Devamı Oku ...

İşyerinde Stresle Çözüm Yollari

stresle boğuşmaİşyerinde stresle başa çıkmanın yolları
Uzmanlar uyarıyor: Aşırı stres başarısızlığa davetiye çıkarıyor! Hayatımızın ortalama üçte birini geçirdiğimiz iş yerlerimiz, olumlu – olumsuz etkileriyle yaşantımızda önemli bir yer tutarak psikolojimizi derinden etkiliyor. Ekonomik koşulların ağırlaşması, rekabet koşullarının artması ise çalışanları iş hayatında strese sokuyor. Kontrol altında tutulduğunda hayatı daha üretken hale getirmek için motive edici bir etken olan stres, aşırı derecede yaşandığında ise zihinsel, ruhsal ve fiziksel açıdan sağlığı olumsuz yönde etkileyebileyen bir tehdide dönüşebiliyor. Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, aşırı stresin kişiler için de kurumlar için de sorunlara yol açacağını, verimliliği düşürürken, kişinin yakın çevresini ve toplum sağlığını da olumsuz yönde etkileyeceğini ifade ederek stresle baş edebilmenin yollarını aktarıyor.

.

Devamı Oku ...

Tüylere Hamam Otu ile Son Verin

Hamam Otu ile Tüylere Son Verin!

Hamam Otu, Zırnık (Farsça), Arsenik: Sarı renkli tabii arsenik sülfür minerali. Limon sarısı renginde, özgül ağırlığı 3.45, sertliği 1,5-2 ve kimyasal bileşimi As2S3 olan rombik trimentrik prizma yapısına sahip çok zehirli bir maddedir.
Zırnık önceleri kral sarısı adı ile renklendirme maksadı ile kullanılırdı. Sanayide en çok deriden kılları ayırmak için kıl dökücü olarak kullanılır. Kızıl renkli zırnık da vardır. İstenmeyen tüylerden kurtulmak için bir çok yöntem ağda, epilasyon, lazer vb. vardır. Bir kısmı pahalı bir kısmı da can acıtır. Bu yüzden zırnık kullanılması yaygındır. Ayrıca zırnık doğaldır.

.

Devamı Oku ...

28 Aralık 2012 Cuma

Ayak ve Taban Rahatsızlığı Yorgun ve Ağrıyan Bacaklar ÇözümLeri

Ayak ve Taban Rahatsızlığı Yorgun ve Ağrıyan Bacaklar ÇözümLeri

Ayaklarımız bizi taşıyan, yürümemizi, koşmamızı ve günlük işlerimizle ihtiyaçlarımızı gideren son derece organize bir sistem. İşte bu nedenle, bu sistemi oluşturan kaslarımız, tendonlarımız, kemik ve eklemlerimiz çok ama çok önemli. Ancak, her gün üzerinde yürüdüğümüz doğal olmayan sert yüzeylere bağlı olarak bu taşıyıcı sistemin biyomekaniği giderek bozulmakta, yaşlandıkça da hasar görmekte ve çok ciddi sorunlara yol açabilmektedir.
Peki bu rahatsızlıklar nelerdir ve bunları önleyebilmek veya tedavi edebilmek mümkün müdür?
Ayaklarda görülen en sık şikayetler şunlardır:

.

Devamı Oku ...

Göz Şişikleri İçin Kolay Tarifler Öneriler Tedavileri

Göz Şişikleri İçin Kolay Tarifler Öneriler Tedavileri

Göz Şişikleri İçin Kolay Tarifler

Sabahları aynaya baktığınızda kendinizden bile korkuyorsanız göz bakımı için kolları sıvamanızın vakti geldi demektir.
İstenmeyen şişik gözlerle savaşmanın en iyi yolu, aslında evde yapabileceğiniz bakım tariflerini düzenli olarak uygulamak. Ancak bazı durumlarda bu bile yeterli olmamakta.

.

Devamı Oku ...

Enerji Veren Mucize İkili

Enerji Veren Mucize İkililer
Diyet yaparken ne kadar dikkat edersek edelim bir süre sonra enerjimizin düştüğünü ve halsiz kaldığımızı farkederiz. Bunun sebebi, metabolizmamız için gerekli olan vitamin ve mineralleri gerektiği kadar alamayışımızdır. Oysa doğa, bize gereken herşeyi içinde barındırır. Özellikle diyet sırasında birlikte tüketilen bazı yiyecekler vardır ki gerçekten mucizeler yaratır.
İşte bu yiyeceklerden bazıları:

Nohut ve Kırmızı Biber.

.

Devamı Oku ...

Zayıflama Yolunda Küçük Tavsiyeler Öneriler Bir Bakın

Zayıflama Yolunda Küçük Tavsiyeler Öneriler Bir Bakın
Zayıflamak ve zayıf kalmak istiyorsanız aşağıda sizin için  küçük tavsiyeler bulacaksınız. Ancak “yaşamak yemek yemektir” diyorsanız bu tavsiyeler sizin için yardımcı olamayabilir.
Böyle hissediyorsanız hemen profesyonel bir yardım almanın yollarını arayın. Yok sadece zaman zaman nefsinize yenildiğinize inanıyorsanız , zayıflama arayışında ve kilonuzu korumada bu tavsiyeler işinize yarayabilir…
Zayıflık anlarını önceden tahmin etmeye çalışın: En çok kilo alınan zaman yapılan araştırmalarda bilgisayar başında geçirilen zaman . Özellikle zayıflama hayali kuruyorsanız, bilgisayar başında çalışmaya başlamadan önce yanı başınıza az kalorili, sağlığa uygun atıştıracak bir şeyler koyun.

.

Devamı Oku ...

Cinsellik Nedir Korunma Yolları

Cinsellik Nedir Korunma Yolları
Gelen sorulardan ve danışma konuşmalarından çıkan şu ki cinsellik denildiğinde ne anlaşılacağı konusunda ailelerin aklı çok karışık. Bu nedenle bu hafta cinsellik denildiğinde nelerin anlaşılacağını gözden geçirelim istedim. Cinsellik dendiği zaman ilk akla gelen, anatomik cinsiyetimizdir.

Oysa, biyolojik olarak cinsel organlar ve hormonlarla belirlenen cinsiyet, cinselliğin sadece bir parçasıdır. Cinsel organlar ve hormonlarla ilişkili olan üreme, cinselliğin diğer bir parçasını oluşturur. Çocukluk döneminde gelişmeye başlayan cinsel kimlik, cinselliğin önemli bir bölümüdür. Ayrıca cinselliğin amaçlarından biri haz almaktır. Bedensel temasın getirdiği haz duygusu da cinselliğin içindedir. Cinsellik, kişinin fiziksel yapısını, kendisiyle ilgili olan yargılarını, seçimlerini, diğerleriyle ilgili olarak neler düşündüğünü ve tüm bunların yaşadığı çevre içerisinde ne anlama geldiğini kapsamaktadır.

.

Devamı Oku ...

Cinsel Hastalıklar Hakkında Genel Bilgiler İçeri SağLıkLı Yaşam

Cinsel temasla bulaşan hastalıklar, sex, cinsel ilişki, mikrobial enfeksiyonlarCinsel Hastalıklar Hakkında Genel Bilgiler İçeri SağLıkLı Yaşam
          Cinsel Hastalıklar Hakkında Genel Bilgiler           

   
Cinsel Yolla Bulaşıcı Hastalıklar (CYBH, CTBH) veya İngilizce ismiyle STD (Sexually Transmitted Diseases); semen (meni) , vajinal sıvı, kan gibi vücut salgı ve sıvılarının alışverişiyle bulaşan, içinde 50 ' den fazla hastalık veya sendromu barındıran bir hastalıklar grubudur.

Cinsel hastalıklar son yıllarda toplumumuzda gittikçe artış kaydetmektedir.

Cinsel temasla bulaşan hastalıklar (CTBH) bölümünü okurken lütfen kendinize şu soruları sorun:
"En son ne zaman bir jinekoloğa giderek muayene oldum, şüpheli ilişkim oldu mu, partnerime ne kadar güvenebilirim, smear testi en son ne zaman yapılmıştı, cinsel temasla bulaşan hastalıklar açısından kan testlerimi yaptırmalı mıyım? "

.

Devamı Oku ...

Kızlık Zarı Hymen Nedir SağlıkLı Yaşam İçin

Kızlık Zarı (Hymen) Nedir? SağlıkLı Yaşam İçin
Bu bölümde bize "kızlık zarı nedir, kızlık zarı yapısı nasıldır, kızlık zarı dikimi (himenoplasti), kızlık zarı şekilleri, kızlığın bozulması, kızlık zarının yırtılması nasıldır" gibi sık olarak sorulan bilgilere ulaşabileceksiniz.


Kızlık zarı yani Latince adı ile HYMENYunan ve Roma mitolojilerinde Dionysus ve Afrodit’in oğlu olan"evlilik ve düğün tanrısı" dır.  Gerdek gecesi bu Tanrı'ya adandığından kızlık zarı da aynı isimle anılmaktadır. (Bu tanrının özelliği, kanatlı olması ve elinde bir meşale taşımasıdır)

Hemen hemen bütün toplumlarda değişik derecelerde sosyolojik bir öneme sahip olan kızlık zarının tıbbi adı (latincesi) "Hymen" dir. Özellikle Müslüman ülkelerde daha önceden cinsel ilişkinin olup olmadığının bir kriteri olarak görüldüğünden önemi büyüktür.

.

Devamı Oku ...

Evde Sağlık Hizmetinde Genel HedeFLer Yaşam İçin Sağlık İçin

Evde Sağlık Hizmetinde Genel HedeFLer Yaşam İçin Sağlık İçin

Evde sağlık hizmetinde genel hedefler; solunumsal hastalıklarda evde bakımın
temel hedefleri, sağlık hizmet sunumundaki genel hedeflerden çok farklı değildir.
Genel hedefler;
 Sağ kalımı artırmak
 Morbiditeyi azaltmak
 Fonksiyonel kapasiteyi artırmak
 Yaşam kalitesini artırmak
 Kendine bakımı iyileştirmek ve bağımlılığı azaltmak

.

Devamı Oku ...

SİRKE DÜNYASINDAN HARİKALAR Sağlıklı Yaşam İçin

SirkeSİRKE DÜNYASINDAN HARİKALAR Sağlıklı Yaşam İçin

               SİRKE DÜNYASINDAN HARİKALAR


Günlük hayatımızda sadece salatalarda tatlandırıcı olarak kullandığımız sirke üzüm ve elma suyunun bekletilmesi ile üretilmektedir. Hâlbuki sirke, besin olarak tüketilmesinin yanı sıra iyi bir tedavi edici özelliğe sahiptir. Araştırmalara göre sirke birçok hastalığa tedavi edici olabilmektedir. Sirke, özellikle de elma sirkesi, sağlığımızın dostu ve en değerli yardımcısıdır.  Makalemizde sirkenin bilimsel olarak ispatlanmış olan birkaç faydasından bahsedeceğiz.
Sirkeyi sadece salata sosu olarak kullanıyorsanız, çok şey kaybediyorsunuz! Çünkü sirke, soğuk algınlığından, iştahsızlığa, böbrek taşından kansızlığa kadar birçok derde deva olabilir. 

.

Devamı Oku ...

25 Aralık 2012 Salı

Hayatınızı kurtaran 16 ipucu

Hayatınızı kurtaran 16 ipucu...

1.Tırnaklar

Tırnaklarınıza dikkatle bakin. Eğer hafif mavilik yâda; morluk görürseniz bu bir kalp hastalığıyla karsı karsıya olduğunuz anlamına gelebilir. Tırnaklarınızın aşırı kalın olması ya da üstlerinde tümsekler olması da nefes alma hatta akciğer sorunlarıyla karsı karsıya olduğunuzu gösterebilir.

2. Nefeslerinizi Sayın

Eğer dakikada 15 kez ve daha altında nefes alıp veriyorsanız sağlıklı ciğerlere sahipsiniz demek... Eğer 25 kez nefes alıp veriyorsanız o zaman sağlığınıza dikkat etmelisiniz.

.

Devamı Oku ...

Yeşilçay nedir Faydaları nelerdir

Yeşilçay nedir ? Faydaları nelerdir?
Yeşil Çay (Green Tea Extract)
Giriş:Yeşil çay
Bu makalede Yeşil Çayla ilgili bilmek isteyeceğiniz tüm orijinal bilgiler bulunmaktadır. Fakat aşağıda bahsedilen faydaların sadece bir kısmı bilimsel araştırmalara dayanmaktadır. Geri kalanı ispatlanamamış iddialardır. Bu bakımdan yeşil çayın faydaları ile ilgili okuduklarınızı uygulamanız halinde oluşacak olumsuz durumlardan sitemiz sorumlu değildir. Bağışıklık sitemi zayıf olanlar, herhangi bir kronik rahatsızlığı olanlar doktoruna danışmadan yeşil çay kullanmamalıdır. Örneğin Troid hastaları yeşil çay kullanımında kendi iradeleri ile hareket etmemelidir. Kesin olan bir şey varsa o da yeşil çayın doğru hazırlanıp tüketildiği takdirde sağlığa son derece faydalı olacağıdır.

Yeşil Çay nedir? Nasıl yapılır?
Camellia sinensis yapraklarından üretilir. Siyah çay ile aynı bitkiden üretilir fakat gördüğü işlem çok farklıdır. Yeşil çay kısa bir işlemden sonra fermantasyona uğramadan fazla oksidasyona uğramadan kullanıma hazır hale getirilir, ancak siyah çay daha çok kavrulur ve fermantasyona uğrar bu da siyah çayın içindeki antioksidanları kaybetmesine yol açar. Yeşil çay içindeki kateşin maddesi, yeşil çay çok işlem görmediği için kaybolmaz bu madde özellikle polifenolle birlikte çok etkilidir. Yeşil çay yaklaşık 5000 yıldır Çin’de, Japonya’da ve Hindistan’da tıbbi amaçlarla kullanılmıştır.

Yeşil Çayın içindekiler(etken maddeleri):
Yeşil çay içindeki aktif maddeler kateşinler, epigallokateşin gallat (EGCG) gibi flavonoidler, polifenoller vardır. E vitamini açısından zengindir, Yeşil çay da krom, manganez, selenyum ve çinko gibi ve bazı phytochemical bileşikler karotenoidler, tokoferol, askorbik asit (C vitamini), mineraller bulunur. Güçlü bir antioksidandır içerisindeki mükemmel bileşenler sağlıklı yaşam için doğanın bize sunduğu armağanlardır.

Yeşil çay nasıl kullanılmaldır/ yeşil çayın hazırlanışı
Yeşil çay ya da yeşil çay extratı satan bazı firmalar günde 12 bardağa kadar içilebileceğinden bahsetmiş olabilirler bu sayıya çıkmanızı asla tavsiye etmiyoruz. Hatta toz halindeki yeşil çay ekstratlarini kullanmamanız daha sağlıklı olacaktır. Zira karaciğerinize yük binebilir onun yerine yaprak halinde satılan yeşil çayları kullanınız. Bir büyük fincana 1-2 çay kaşığı yeşil çay atabilirsiniz. Yeşil çayı kaynatmayınız yeşil çayın üzerine kaynamış su ekleyerek demleyiniz, demlenme süresi 2 dakikadan az 6 dakikadan fazla olmamalıdır.(bu konuda çeşitli görüşler mevcuttur) İçerisine şeker koymayınız(şekersiz içemeyenler ekleyebilir) Şeker yerine bal koyabilirsiniz ayrıca yeşil çayınıza nane ya da zencefil de ekleyebilirisiniz. Yemeğin üstüne Yeşil Çay içmeyiniz sabah aç karınla ve yatmadan önce aç karınla içerseniz çok faydalıdır. Bilmediğiniz kalitesine inanamadığınız yeşil çayları almayınız.
Yeşilçayın faydaları aşağıda sayılacaktır fakat içerek tüketmenin dışında yeşil çayın şu şekilde faydaları da vardır. Yaralı bölgeye tampon yapabilirsiniz, gözleriniz şişmiş ise bir beze yeşil çayı koyup soğutur gözlerinize koyarsanız şişlikleri indirecektir. Yeşil çayınız poşet çay ise direk buzdolabında bekletip kullanabilirsiniz. Ayak mantarı için ayağınızı ılık yeşil çay içerisinde bekletebilirsiniz Yeşilçayın anti bakteriyel ve antiviral özelliğinden dolayı bir çok alanda kullanılabilir, yeter ki kullandıktan sonra kullandığınız bölgeyi durulamayın.


yeşil çayın faydalarıYeşil çayı günde kaç fincan içmeliyiz?
*Hiç içmeyenler En az 1 fincan içmelidir.
*En mantıklısı günde 2-3 Fincan içilmesidir
*5 fincandan fazlası size zarar verebilir.
Bu konuda benim en çok güvendiğim kaynak 2002 yılında başladığı araştırmayı 2006’da tamamlamış olan Japon bilim adamı Kuriyama’nın tavsiyesidir. Kuriyama herkesin günde en az bir fincan yeşil çay içmesini öneriyor günlük iki ya da 3 fincan çayın çok faydalı olacağını söylüyor 5 fincana kadar zararı yok.
Uyarı: Yeşil çay asla aşırı sıcak içilmemelidir. Antioksidan içerdiği için yemek borusu kanseri oluşumunu hızlandırabilir

Yeşilçayın Faydaları:
Yeşilçayın faydaları hakkında bilinenler son yıllarda yapılan araştırmalarla daha da artmıştır. Japonların uzun yıllar yaşamasının temel nedeni olarak yeşil çay tüketimi gösterilmektedir. Yeşil çayın bir tedavi yöntemi olmadığı destekleyici alternatif bir yöntem olduğu unutulmamalıdır.
  • Yeşil çay insan ömrünü uzatır ve insan sağlığına çok faydalıdır!
  • Diyet yapanlar muhakkak kullanmalıdır!
  • Anti hipertansif etkisi, anti bakteriyel etkisi, antiviral etkisi ve nöroprotektif etkisi vardır.
  • Uyarı:Şimdi yeşil çayın 30 dan fazla kanıtlanmış faydasını aşağıda okuyacaksınız fakat vakti olamayanlar için en önemlilerini belirteyim
  • Kalp rahtsızlığı olanlar, Obezite, Parkinson, Alzheimer gibi hastalıklar bazı kanser türlerinde yeşil çay çok ama çok faydalıdır.
  • Japon bilim adamı Prof. Shinichi Kuriyama 4 yıl süren bir araştırmadan sonra yeşil çayın kalp hastalıklarına iyi geldiğini keşfetmiştir. Kuriyama’nın Japonya’daki Tohoku University in Sendai adlı üniversitesinde yaptığı yeşil çayla ilgili araştırmalara göre: (ilk 6 madde)
  • Günde 5 fincan ve daha fazla yeşil çay içenler günde 1 fincandan az Yeşil Çay içenlere göre tüm hastalıklardan ölme oranları % 16 daha düşüktür. Yani Günde 5 fincan çay içenlerin ölüm riskleri %16 daha azdır.
  • Günde 5 fincan çay içen kadınlar diğer kadınlara oranla %31 oranında kalp hastalıklarından korunmuş olurlar.
  • Bu da demektir ki kadınlar yeşil çayın sağladığı faydalar konusunda, erkeklerden daha avantajlıdırlar.
  • Yapılan bu araştırmaya göre Siyah çayın da çok az bir faydasının olduğundan bahsedilmiştir fakat yeşil çay kadar etkili antioksidanlar içermemektedir.
  • Yeşil çayın Kansere faydası olduğu tespit edilmiş fakat Kardiyovasküler rahatsızlıklar (kalp hastalıkları) konusunda çok daha etkili olduğu belirlenmiştir.
  • Yeşil çayın içindeki Polifenol adlı antioksidanlar Kalp hastalıkları için son derece faydalı eşsiz bileşenler içerir
  • Kalp hastalıklarını önlemede ve yavaşlatmada yeşil çay içenler içmeyenlere göre %26 daha az risk taşımaktadırlar.
  • Bakteriyel ve viral hastalıklara karşı direnç sağlar
  • Nörodejeneretif hastalıkların önlenmesinde etkilidir.
  • Alerjilere iyi gelir
  • Artrit’ e iyi gelir
  • Kemik- mineral yoğunluğunu arttırır
  • Bağışıklık geliştirmeye yardımcı olur.
  • Grip belirtilerini ve soğuk algınlığının yok etmede önemli bir yardımcıdır.
  • Meme, pankreas, yumurtalık, kolerektal, ağız, kolon ve prostat kanseri gibi çeşitli kanser türlerine karşı müdahalede yeşil çay faydalıdır.
  • İltihapları ve ödemleri engeller
  • Diyabetle mücadelede yeşil çay size faydalı olabilir.
  • İnmeleri engellemede etkilidir.
  • Zindelik verir.
  • Kan basıncını düzenler
  • Obezite ve damar hastalıklarında dengeli beslenme ve egzersizle birlikte uygulandığında çok faydalı sonuçlar vermektedir
  • Şeker hastalığını önlemede son derece faydalıdır.
  • Alzheimer hastalığına ve hafıza bozukluğuna faydası araştırılmaktadır.
  • Parkinson hastaları için muhakkak kullanılması gereken bir bitkidir.
  • Diş çürümesini engelleyicidir.
  • Serbest radikallerden vücudu korur.
  • Lösemi’de gerileme sağlar
  • Böbrek taşlarının düşürülmesinde etkilidir.
  • Yorgunluğun önlenmesi etkilidir
  • Berberi hastalığının tedavisinde kullanılmıştır.
  • Migreni hafifletir
  • Ağız kokusunu giderir
  • Boğazımıza ferahlık hissi verir.

Yeşilçayın Kanıtlanamamış Faydaları:
1- Multipl skleroz tedavisinde faydalıdır
2- Alzheimer ve Parkinson hastalığını durdurmada faydalıdır
3- Hücre bozulmalarını engellemede faydalıdır
4- Yeşil çay içmek, total kolesterol düzeylerini düşürür, iyi (HDL) kolesterolü düzenler, kötü kolesterolün (LDL) düşürülmesini sağlar. (Bu maddeden emin değiliz bir çok ciddi site kolesterolü düşürdüğü yazmakta)
5- Ekstradan kalori yaktırdığı söylenmektedir. (Aslında mevcut vücut yağlarını metabolizmayı hızlandırarak yaktığını söyleyebiliriz ama bu bize fazladan bir dilim ekmek yeme hakkı vermez)
6- HIV virüsüne karşı etkisi tam bilinmemektedir

Yeşil Çay’ın zararları: yeşilçayın faydaları
Sık idrara çıkma, Bulantı, kusma, uykusuzluk gibi zararlar söz konusu olabilir. Kafeine hassasiyeti olanlar içmemelidir.
He ne kadar kalp hastalıklarına iyi geliyor olsa da kalp, böbrek hastalıkları olanlar, psikolojik rahatsızlığı olanlar, pıhtılaşma sorunu yaşayanlar ve kanser hastaları doktorlarına mutlaka danışmalıdırlar. Hamile kadınlar, bebek emzirenler doktorlarına muhakkak danışmalıdırlar. Yeşil çayın erkeklere zararlı olduğu konusunda bazı sitelerde bilgiler var fakat araştırmamızda bu tür bilimsel bir bilgiye rastlamadık sadece kadınların yeşil çaydan organizma olarak daha çok faydalandıklarını söyleyebiliriz.
Püf Noktası: Yeşil çayın içindeki kafein uykusuzluk yapıyor ve bazı hastaların kafein alması yasaktır. Bu nedenle yeşil çayın kafeinini azaltmak için yeşil çayı ilk demlediğiniz zaman 30 saniye bekleyip oluşan demi döküp tekrar demlersiniz, böylece kafeinin zararlı etkisini bir nebze de olsa ortadan kaldırmış olursunuz fakat kahvedeki kafeine göre yeşil çaydaki kafein miktarı çok daha azdır. İlk demi dökmeniz antioksidanların varlığını da azaltacaktır.

KAYNAKLAR:
Shinichi Kuriyama, MD, Pr.D., araştırmacı, Tohoku Üniversitesi Tıp, Sendai, Japonya; Kuang-Yuh Chyu, MD, Ph.D., tıp yardımcı doçent, University of California, Los Angeles, personel kardiyoloji, Cedars-Sinai Medical Center, Los Angeles;
Robert Vogel, MD, profesör, tıp, Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi, Baltimore, 13 Eylül 2006, Journal of American Medical Association.
http://www.lef.org/magazine/mag2008/apr2008_New-Research-On-The-Health-Benefits-Of-Green-Tea_01.htm
http://yourtotalhealth.ivillage.com/long-life-may-be-your-cup-green-tea.html
http://www.wisegeek.com/what-is-green-tea-extract.htm
http://en.wikipedia.org/wiki/Green_tea
http://chinesefood.about.com/library/weekly/aa011400a.htm
http://www.umm.edu/altmed/articles/green-tea-000255.htm

kaynak: http://www.sagliksifa.com/488-Yesil-Cay-ve-Faydalari.html


.

Devamı Oku ...

Domates neye iyi geliyor

Domates neye iyi geliyor ?

Bol ve çeşitli vitaminleri, mineralleri ve faydalı organik asitleri ile tıbbi değeri çok yüksek bir sebze olan domatesin, vücuda kükürt, fosfor ve organik sodyum verdiğini vurgulayan uzmanlar, bir domatesteki C vitamininin, tavsiye edilen günlük miktarın yüzde 50’sinden fazla olduğunu bildiriyor.


Uzmanlar, domatesin damarları yumuşattığını, kanı durulttuğunu, üre miktarını düşürdüğünü, vücudu gençleştirdiğini belirterek, kalp, karaciğer, böbrek bozuklukları ve şekerliler için çok faydalı olduğunu ifade ediyor.


Domatesin, böbrekleri çalıştırarak bol idrar söktürdüğünü ifade eden uzmanlar, vücutta biriken üre asidi ve ürat tuzlarını eriterek idrarla dışarı attığını, vücutta biriken suyu boşalttığını kaydediyor. Uzmanlar, kansere tutulmamak için domatesin iyi bir sebze olduğunu bildiriyor.


Domatesin C ve E vitaminleri içerdiğini, zengin bir potasyum kaynağı olduğunu ve çok az miktarda tuz bulunduğunu söyleyen uzmanlar, yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olduğunu ve vücudun su tutmasını engellediğini ifade ediyor. Domatesin hazmı kolaylaştırdığını, özellikle nişastalı yiyeceklerin (hamur işleri, kuru erzak) kolay sindirilmesini sağladığını vurgulayan uzmanlar, kabuk ve çekirdekleriyle bağırsakları harekete geçirdiğini ve pekliği giderdiğini belirtiyor.

.

Devamı Oku ...

Fındık Yağı ve Faydaları

Fındık Yağı ve Faydaları

TMO tarafından imalatı yaptırılan ve perakende olarak ülke genelindeki 150
satıs noktasında satısa sunulan rafine fındık yağının diğer bitkisel yağlarla
karsılastırılması ve insan sağlığına olan faydaları asağıda yer almaktadır:
• Fındık yağının yağ asitleri bilesiminde % 80 oranında oleik asit bulunmakta olup bu oran
zeytinyağı da dâhil diğer bitkisel yağların üzerindedir.
• Oleik asit; yüksek tansiyon riskini azaltmakta, kötü kolesterolü (LDL) düsürmekte, iyi
kolesterolü (HDL) arttırmakta, kalp damar hastalıklarına karsı koruyucu etki göstermekte,
diyabetli hastaların insülin ihtiyacını azaltmakta, kan sekerini düzenlemekte ve tümör gelisimini engelleyerek kansere karsı koruyucu etki yapmaktadır.
• E vitamini fındık yağında diğer bitkisel yağlardan daha fazla miktarda bulunmaktadır.
• E vitamininin; üreme sistemine olumlu katkıda bulunduğu, alyuvarların parçalanmasını
önleyerek kansızlığa karsı koruyucu etki yaptığı, vücut hücrelerini koruyarak yaşlanmayı
geciktirdiği, Parkinson ve Alzheimer hastalıklarını önlediği bilinmektedir.
• Fındık yağının yanma noktası diğer yağlardan çok daha yüksektir. Yanma ısısı 220 0C
olan fındık yağı ısıya karsı en dayanıklı yağdır. Fındık yağı dısındaki diğer yağların, yüksek ısıya dayanamadığından pisirildiklerinde, (özellikle yüksek dereceli kızartmalarda) fiziksel ve kimyasal yapıları değiserek zehirli (toksik) özellikleri açığa çıkmaktadır.
• Fındık yağının, kızartmalarda kullanıldığında ortamda ve yiyecekte koku bırakmadığı,
hafif ve lezzetli olması nedeniyle hamur isleri de dâhil her türlü yemek yapımında çok iyi
sonuçlar verdiği bilinmektedir.


.

Devamı Oku ...

Saç dökülmesini önleme yolları

Saç dökülmesini önleme yolları

Bitkisel tedavi yöntemleriyle saç dökülmesi : Günde, normal olarak 80 saç kılı dökülür. Bundan fazla dökülme, yaşın ilerlemiş olması, bazı ateşli hastalıklar, tiroid hastalıkları, kansızlık, verem, şeker hastalığı gibi bütün vücudu etkileyen hastalıklardan sonra görülür. Saç dökülmesi ve pelada olmak üzere iki çeşittir.
Basit saç dökülmesi : Saçların azalması ve alttaki saçların tamamen dökülmesi şeklinde görülür. Sebebi; yaşlılık ve irsidir.
Pelad : Başın derisi parlaktır. Dökülmeler benekler halinde olup, kenarları keskindir.
Saç dökülmesi nasıl önlenir
Bitkisel çözümler saç dökülmesine karşı şöyledir ;
1) 20 bardak kaynak suya; 1 çorba kaşığı çok ince kıyılmış ısırgan otu konur. Yarım saat bekletildikten sonra temiz ve ince bir tülbentten süzülür. Yatmadan önce, bu suyla saç dipleri ovularak yıkanır.
2) 2 bardak ılık suya; 1 adet çiğ yumurta sarısı konup, çırpılır. Akşamleyin, saçlara ovularak sürülür. Sabahleyin, katranlı sabun ve bol suyla yıkanır. Bu yöntem kepeklenmeyi de engeller.
3) 1 baş kuru sarımsak ateşte pişirilir, ezilir. Külüne; 1 çorba kaşığı zeytinyağı konup, karıştırılır. Yatmadan önce, saç diplerine işleyecek şekilde sürülür. Temiz bir tülbentle sarılıp, yatırılır. Sabahleyin, katranlı sabun ve bol suyla yıkanır.
4) Temiz bir şişeye; 2 su bardağı sıcak su, 2 çorba kaşığı (25 gram) karbonat ve 2 çorba kaşığı (25 gram) arap sabunu konur. ıyice çalkalandıktan sonra 24 saat bekletilir. Sonra, üstte biriken kısım alınıp saçlara sürülür. 6 saat sonra bol suyla yıkanır.
5) 10 bardak suya; 11 avuç kepek konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra temiz ve ince bir tülbentten süzülür. Suyuna, 1 su bardağı taze sıkılmış limon suyu konup, saçlar yıkanır. Aynı ileme, 15 gün devam edilir.
6) 8 bardak suya; 1 avuç hatmi çiçeği konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra temiz ve ince bir tülbentten süzülür, saçlar yıkanır.
7) 1 su bardağı bala; 1 tatlı kaşığı toz karabiber ve 1 kahve fincanı yeni sıkılmış kuru soğan suyu konur. ıyice karıştırıldıktan sonra, saçlara, diplerine gidecek şekilde sürülür. 6 saat sonra ılık su ve katranlık sabunla yıkanır.
Saç diplerine, 10 günde bir susam yağı sürülür.
9) Saç diplerine, lavanta çiçeği yağı ile friksiyon yapılır. 6 saat sonra katranlı sabun ve bol suyla yıkanır.
Saç dökülmesi sorunu yaşayanlar, bitkisel tedavilerle saç dökülmesi çözümlerini uygulayarak, saç dökülmesini engelleyebilirler. Tedavilerin hepsini aynı anda yapmamak, içlerinden size uygun olanı seçerek, zamanla hepsini deneyerek de sonuç alabilirsiniz. Hepsi etkilidir. Kadınların saçlarına çok bakım yaptırdıkları fön, boya gibi kimyasal maddelerden dolayı çok yıpranmaktadır. Bunun için bu bitkisel saç bakım yöntemleriyle saçlarınızı koruyabilirsiniz.

.

Devamı Oku ...

Yüzme yüzmenin faydaları

Yüzme, yüzmenin faydaları

Kalp-dolaşım sistemi üzerine etkileri
Antrenmanlar ile kalbin dakika volümünü arttırmak mümkündür. Bu artışın gerceleşmesi maximal ve submaximal yapılan yüklenmelerle mümkündür. Yapılan araştırmalar kalbin dakika volümünü arttıran en iyi yolun submaximal (%70 ve altı) yüklenmeler olduğunu ortaya koymuştur. Kalbin dakika volümünün artması, dokuların oksijen ihtiyacının karşılanması bakımından çok önemlidir. Bu sebeple orta ve uzun mesafe yüzücülerin bu özelliğini geliştirmeleri önemlidir.

Bilindiği gibi, kalbin dakika volümünün artması, öncelikle atım volümünün (her atımda pompalanan kan miktarı) ve de kalp atım sayısının artırılması ile olanaklıdır. Su içindeki yatay pozisyon, kalbin atım volümünün ayakta duruşa oranla daha iyi olmasını sağlar. Çünkü, bu pozisyonda, kalbin kan ile doluşu daha iyi olur. Su içinde, suyun kaldırma kuvveti yerçekimine karşı koyar. Bu konumda kalp, kanı yer çekimine karşı atmak zorunluğunda kalmaz. Ayrıca, suyun kaldırma kuvvetinin yer çekimini karşılanması ve suyun alt ekstremitelere uyguladığı hidrostatik basınç, havada dik durumda iken karşılaşılan "Kanın alt ekstremitelerde toplanma eğilimini" elemine eder. Diğer taraftan, su içinde kalp, ısı düzenlemesine yardım amacıyla deriye fazla kan göndermek zorunda kalmaz. Bu kan çalışan kaslara aktarılır.

Özetlersek, yüzücülerdeki dolaşım diğer spor dallarındaki sporculara oranla farklılıklar gösterir. Bu durum, su içindeki vücudun yatay pozisyonda olmasına bağlıdır. Bu pozisyonda kalp kan ile tamamen dolar ve sonuçta kalbin tek bir kasılışında daha fazla kan vücuda pompalanır.

• Düzenli antrenmanların kalp üzerine yaptığı olumlu etkiler şunlardır.
1. Antrenman ile kalp odacıklarının hacmi büyür. Kalp odacıklarının büyümesi ile kalbin içine aldığı kan miktarı artarken, dakika volümü artar. İyi antrene edilmiş sporcularda kalbin yük altında bir dakika içinde pompalandığı kan miktarı 35-40 litreye kadar çıkabilmektedir.
2. antrenman sonucunda, kalp kaslarında "hipertrofi" denilen gelişme, kalınlaşma, kuvvetlenme meydana gelir. Bu gelişmelerle kalbin pompalandığı kan daha güçlü bir şekilde organizmaya dağılır

YÜZMENİN SOLUNUM SİSTEMLERİ ÜZERİNE ETKİLERİ
Temel görevi, kana oksijen vermek ve kandaki karbondioksiti almak olan solunum sistemi, ağızdan ve burun dan başlayarak akciğerde sonlanır. Ağızdan ve burundan alınan hava "trakea" adı verilen ve havanın iletilmesini sağlayan boru yoluyla akciğerlere gelir. Akciğerlere gelen ve akciğerlerin yapısında bulunan "alvoel"lere (hava kesecikleri) yerleşe havada % 14-15 oksijen ve % 4.9-6.9 oranında karbondioksit vardır. Çevresi kılcal damarlarla sıkı bir şekilde çevrilmiş ola alveollerle kılcal damarlar arasında gaz alış verişi olur. Gaz değişimi diffüzyonla meydana gelir. Örneğin, vennler (toplara mar) içinde akciğerlere gelen karbondioksitten zengin kan, akciğer yapısındaki alveol keselerine geçerken burada bulunaı oksijen de kana geçer.

Eritrosit içinde dokulara gelen oksijen il bağlanmış hemoglobin molekülü, oksijenini aktif dokulara verir. Bu alışveriş ise aşağıdaki şekilde belirtilmiştir. Antrenmanlar sırasında organizmanın oksijen gereksinimi ortar. Bu artışa paralel olarak, bu gereksinimi karşılayacak dolaşım ve solunum sistemlerinin de bu duruma fizyolojik bir uyum göstermesi gerekir. Dokuların oksijene olan gereksinimi arttıkça, solunum sisteminin organizmaya soktuğu oksijen miktarı ve bu oksijeni dokulara taşıyacak olan dolaşım sisteminin faaliyeti artar.
Dinlenme durumunda bir kişi dakikada 12-16 kez soluk alırken, atrenmanlar sırasında solunum frekansı 40-50'y kadar çıkabilir.

Kişinin bir dakikada aldığı hava miktarı ise o kişinin dakika başına solunum volümünü (hacmini meydana getirir.

Dakika Başına Solunum Volümü= (Bir Solukta Alınan Hava Miktarı) x (Bir Dakikadaki Solunum Sayısı)

Dinlenme durumundaki bir kişinin dakika başına solunum volümü 5-8 litre/dk. civarındadır. Bu miktar, yük altında 120 It./dk.'ya, bazı durumlarda da 140 It./dk.'ya kadar yükselebilir.

Fiziksel çalışmalarda bir taraftan solunum volümü, diğer taraftan da solunum frekansının artırılmas ile solu-num-dakika volümü artırılmış olur.

.

Devamı Oku ...

Yürümenin faydaları

Yürümenin faydaları
Düzenli olarak yürüyüş yapanlar kasların kuvvetlenmesinden, şişmanlık riskinin azalmasına, yaratıcı düşünce potansiyelinin artmasından, yaşlanma sürecini geciktirmeye kadar çeşitli kazanımlar elde ediyor.

Yürüyüşte dikkat edilmesi gerekli hususlar şu şekilde sıralanabilir:

1- Kilo vermek amacıyla naylon vb. gibi giysiler vücuda sarılmamalı.

2- 40 yaşın üstündekiler doktora görünmeden, yürüyüş programına başlamamalı.

3- Diyabet, hipertansiyon ve diğer sistematik hastalığı bulunanlar sık sık doktor kontrolünden geçmeli.

4- Ciddi bir yemek sonrası hızlı ve ağır yürüyüşler yapılmamalı.

5- Yürüyüş öncesi ve sonrasında susuz kalmamaya dikkat etmeli.

6- İnce tabanlı ve makosen ayakkabılar ile yürüyüş yapılmamalı.

7- Çok sıcak havalarda ve saatlerde yürüyüşten kaçınmalı.

8- Bir sıkıntı hissedildiğinde yürüyüşe inatla devam etmemeli.

Yürüyüşün Faydaları

Bu prensiplere bağlı kalınarak uygulanan yürüyüş programlarının kazançları ise şöyle sıralanıyor:

1- Yürüyüş kan akımını ve kan damarlarının miktarını artırarak, dolaşımı iyileştirir, kalp-damar ve beynin damarsal hastalıkları riskini azaltır.

2- Kalp kası dahil, vücut kaslarını kuvvetlendirerek, daha etkin çalışmalarını sağlar.

3- Her bir kasılmada kalbin pompaladığı kan miktarını artırarak, istirahatte kalp atım sayısını (nabzı) azaltır.

4- Egzersiz ve stres durumunda arteriel kan basıncında (tansiyonda) oluşan yükselmeyi azaltır.

5- Kan basıncını düzenler.

6- Kalp kasının yan damarlardan beslenmesini destekler. Böylece kalbin ana damarlarında oluşacak tıkanıklıkların vereceği zararı azaltır.

7- Şişmanlık riskini azaltır.

8- Sindirimi kolaylaştırır.

9- Beyine oksijen sağlanmasını artırarak, zihinsel keskinlik ve yaratıcı düşünce potansiyelini yükseltir.

10- Lenfatik dolaşıma yardımcı olur.

11- Egzersiz sırasında ve sonrasında metabolizmayı uyarır.

12- Solunumsal kapasiteyi ve aerobik gücü artırır.

13- Büyümeyi ve travma sonrası toparlanmayı olumlu etkiler.

14- Kan yağlarının (trigliserid) düzeyini düşürür.

15- HDL/LDL (iyi huylu-kötü huylu kolesterol) dengesini düzenler.

16- Koordinasyona olumlu etki yapar.

17- eklem ve kasların esnekliğini artırarak, bel ve boyun ağrılarını hafifletir.

18- Kemiklerin sertleşmesini ve kuvvetlenmesini sağlar.

19- Dayanıklılığı artırır.

20- Yorgunluk duyumunu engeller.

21- Uykusuzluğu azaltır, rahatlamaya yardımcı olur.

22- Vücudun doğal keyif verici hormonları olan endorfinlerin salınımını sağlar.

23- Yaşlanma sürecini geciktirerek, genç görünüm sağlar.

24- Moral, özgüven ve iyimserliği artırır.

Doç. Dr. Levent Köstem - Dr. Aylin Çeçen Aksu

.

Devamı Oku ...

Sevginin etkisi yararları

Sevginin etkisi, yararları
Sevgiyi incelediğimizde, onun bitmez tükenmez bir kaynak olduğunu keşfederiz. Bu kaynak sayesinde fiziksel, ruhsal ve tanrısal dünyaların değişik ortamlarıyla haberleşebiliriz. Daha önce de gördüğümüz gibi, tüm enerji titreşimleri kendilerini değişik frekanslarda gösterirler. Demek oluyor ki, sevginin gücü, iç dünyamızın kuvvetlerinden çok daha etkili (yüksek ve hızlı) titreşimler sergilerler. Bu gerçeğin farkına vararak, onların günlük yaşamımızda kendilerini ortaya koymalarını keşfedebiliriz.



Sevgi, özgürlük kaynağı



Sevginizin ateşini körükleyin, sizi boğan ve sizin hareketinizi kısıtlayan bütün bağları yakıp yok edin. Sevginizin parıldayan ışığı utanma, acı ve korkuların barındığı karanlık bölgeleri de yok edececektir. Işığın belirmesini sağladığınız anda, tüm bu saydıklarımızın kaybolduğunu göreceksiniz!.

Sevgi, korkunun karşıtıdır. Kişi kendini üzgün, bunalımda veya yalnız hissediyorsa, bu onun sevgi eksikliği yaşaması yüzündendir. Eğer sevgisinin ateşini biraz olsun canlandırabilirse, küllerden tekrar doğduğunu ve yeniden parıldadığını görürsünüz.



Düşmanlığa karşı sevgi



Kişi kendini sevmeyi ve içindeki yaşam ateşini körüklemeyi öğrendiği zaman, bu ışığı başkalarına da yayabilir. Düşmana karşı beslenen sevgi, tümüyle özgür hareket eden ileri seviyedeki ruhlardan ödünç alınmış bir yöntemdir.

Bildiğiniz gibi, sevginin gücü sınırsızdır ve her tarafta bulunur. Üstad Peter Deunov, bu konuyu şöyle dile getirmiştir.



“Sevgi yolu, tehlikesizce yürüyebileceğimiz tek yoldur. Aşk kuvvetlidir, yolu üzerinde karşılaştığı tüm engelleri yokeder. Sevgiyi, dünyadaki tüm kötülüklere karşı bir zırh gibi giy. Bu zırh, hiçbir silahın delemeyeceği tek kalkandır.”



Sevgi eksikliği



Sevgi eksikliği, kendini, içimizde hissettiğimiz büyük bir boşlukta gösterir. Sevgisiz kişi kayıtsız olur. Doğdukları andan itibaren, herhangi bir insanla iletişim kurmamış, en ufak bir sevgi almamış çocukları düşünün. Onları yaşamdan, ışıktan yoksun, boş gözlerle bakarken görürsünüz. Yine yaşam içinde, çökmüş, hasta dolaşan bu yetişkinler, yaşam kaynağı olan sevgiden kopukturlar. Kişinin mutluluğu, sevginin gizemli ateşine sahip olduğunun bilincinde olmasına bağlıdır. Bu ateş, güzel veya çirkin, herşeye bir anlam verir. Ruh, bu bağlantıyı kurduğunda, ışık yaymaya başlar. Konuya yine Peter Deunov ile devam edelim.



“Cennet sevgidir. Sevgi müziktir. Tanrısal sevgiye daldığınızda ve titreşimlerini hissettiğinizde, hayatın senfonisini anlayacaksınız.

Bir çiçeği güneş ışığından uzaklaştırınca, peşinden meydana gelen büyük değişikliği bilirsiniz. Bir varlıktan sevgiyi alırsanız, yine aynı sonucu elde edersiniz.”



Sevgi eksikliği, kişiyi, korku, üzüntü, hastalık, nefret gibi olumsuzlukla yüklü güçlere karşı korumasız bırakır. Kalbinizi sevgiye açın ve aynı anda, ışıktan kaçan bu istilacıları derin karanlıklara doğru kovalayın.



Yeni yaşam



Şu anda içinde bulunduğumuz çağ, güneşin doğuşundan önceki döneme benzer. Karanlık dağılır, kuşlar ötmeye başlar, tan kızıllığı dağın zirvesini okşar. Kendimizi yücelme anında buluruz: güneş doğar, aşk kendini gösterir.



“… eski yaşamda, aşk neşeyle başlar ve acıyla biterdi. Yeni yaşamda, aşk neşeyle başlar ve öyle kalır. Sevgi ve Neşe, Barış’ı doğurur.

Sevgi tüm insanları birleştirecek yepyeni bir kültür oluşturacaktır. Sevgi, tüm varlıkları büyük bir uyum içinde birleştirir. Sevgi yaşama mükemmel bir birlik getirir. Tüm insanların düşüncelerini ve kalplerini birleştirir ve adına sevgi dediğimiz olguyu bütün kozmoza işler.



Hepimiz içimizde her gün bizi biraz daha canlandıran bu alevi hissediriz. Üstad Peter Deunov bize yaşamaya başladığımız bu yeni dünya hakkında şunları söylüyor:



“Dünyayı yeniden oluşturacak ve düzenleyecek olanlar, aydınlanmış ve bilinçli varlıklardır.

Bilgi ve aşk’ın yasalarına göre, dünyamızda zengin ve yoksulların yardımlaşacağı, bilgi ve cahillerin eşit olacağı, genel, yeni bir kardeşlik doğacaktır: Bu yepyeni bir kültür olacak ve sevgi şimdi bizi bu kültüre katılmaya çağırıyor. Onu dinlemeye, onun için çalışmaya hazır mısınız?

Çağımızın büyük acıları ve düzen bozuklukları, tıpkı büyük bir kültürün doğum sancıları gibidir. Bu patırtının ve kargaşanın ortasında kişide evrensel sevgi fikri doğacaktır. Güçlük kaynaklar, insanların kalplerinden akacaktır. İlerlemenin yasaları böyle haber veriliyor. Kişinin bilinci, belli bir gelişme düzeyine geldiğinde, sevgiye çevrilecektir.



Bu sevgi enerjisinin galip geleceği, daha iyi bir dünya umuduyla…





“Ben Enerjiyim!.” adlı kitaptan alıntıdır.

Ben Enerjiyim!.

Chislaine D. Martel

Çeviren. Arzu Ünel

Arıon Yayınevi, İstanbul, Kasım 1995

.

Devamı Oku ...

Ekmeğin kıtırı kanser nedeni

Ekmeğin kıtırı kanser nedeni

Ekmeğin kıtır kısmı, mangalda çok pişmiş et, uzun süreli yüksek ısıl işlem uygulanmış süt tozu ve bebek mamasına dikkat!

Türkiye’de açıkta denetimsiz satılan sütlerin bakteri yuvası olduğuna dikkat çeken Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.Dr. Barbaros Özer, “Avrupa Birliği ülkelerinde sanayiden geçen süt miktarı üretimin yüzde 97’sine karşılık gelirken, bu değer ülkemizde yalnızca yüzde 27 dolayındadır. Geri kalan süt ya küçük işletmeler tarafından kullanılmak ya da sokak sütü olarak satılmakta veya çiftlik ölçeğinde değerlendirilmektedir” dedi. Bu durumun haksız rekabetin yanı sıra, halk sağlığı açısından sorunlara yolaçtığını belirten Prof.Dr. Özer, Türkiye'de üretilen çiğ sütün önemli bir miktarının ilgili gıda kodeksi ya da standartlara aykırı olduğunu söyledi. Prof.Dr. Özer, “Dışkı kökenli bulaşmanın bir indikatörü olan bakterilerin sayısı standart limitlerin bin ve 10 bin katı daha fazla çıkmaktadır. UHT sütlerin aksine, yoğurt ve peynir gibi ürünlere raf ömrünü uzatmak amacıyla koruyucu madde katımı kontrolsüz işletmelerce yaygın bir uygulamadır. Yasal olarak kullanımı yasaklanmasına karşın nitrat, kloramfenikol, antibiyotik ve antimikrobiyel maddelerin kullanımı bilinen bir gerçektir” diye konuştu.

Biberonda tehlike

Plastik biberonlarının yapısında ‘Bisfenil A’ adı verilen bir bileşiğin zararlı etkilerinin net olarak ortaya konulduğunu söyleyen Prof.Dr. Özer, şöyle konuştu:

“Bu nedenle bebek biberonlarının seçiminde sertifikalı ve CE belgeli ürünlerin tercih edilmesi önem taşımaktadır. Damacana su şişelerinde de benzer sorunun olduğu yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. Ancak, 2'nci Gıda Güvenliği Kongresi sırasında sunulan bilimsel bulgular doğrultusunda bir bebeğin zararlı dozda ‘Bisfenil A’ alması için damacana sulardan günde litrelerce içmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Burada temel sorun bilimsel konularda yeterli derinlikte bilgi sahibi olmayan ancak adlarının önünde akademik unvanlar bulunan kişilerin yarattığı bilgi kirliliğidir. Örneğin, bir tıp doktoru pastörize süt yerine çiğ süt içilmeli derken, bu sözün ne anlam taşıdığını iki kere düşünmelidir. Benzer şekilde, pastörize sütten yoğurt yapıldığında besin değerinin azaldığını belirten ve bu nedenle çiğ sütten yapılan yoğurtların yenmesini tavsiye eden, ya da sokak sütlerini doğal ve hatta organik olarak niteleyen kişilerin basında boy göstermesi sorunları içinden çıkılmaz hale getirmektedir.”

Prof.Dr. Özer, 2002 yılında gıdaların işlenmesi sırasında oluşan ve ‘Akrilamid’ adı verilen kanserojenik riski yüksek bir kimyasal bileşiğin tespit edildiğini belirterek, “Kimyasal bileşiğin varlığı önemli ve acil önlem alınması gereken bir sorun olarak değerlendirilmektedir. Yüksek ısıl işlem sonunda et, süt ve unlu ürünlerde oluşan akrilamid bileşiklerinin olumsuz etkilerini azaltabilmek için çalışmalar yoğun olarak yürütülmektedir. Bu noktada alınması gereken birincil önlemler arasında kararmaya yüz tutan gıdaların ekmeğin kıtır kısmı, mangalda çok pişmiş et, uzun süreli yüksek ısıl işlem uygulanmış süt tozu ve bebek mamalarının tüketiminden kaçınılması gerekmektedir” dedi.

.

Devamı Oku ...

Basurlar için bitkisel tedaviler

Basurlar için bitkisel tedaviler
Son bağırsakta bulunan siyah kan damarlarının genişleme, şişme ve kanamalarına; halk arasında basur, tıp dilinde hemoroid denir. Başka bir hastalığın da belirtisi olabilir. Kabızlık, hamilelik, şişmanlık, soğuk yerlerde fazla oturma, alkol alışkanlığı ve son bağırsaklardaki bazı hastalıklar, basura neden olur. Basurlar iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılır. İç basur; makatın içinde meydana gelen basurlara verilen isimdir. Dış basur; makatın dışında, küçük, yuvarlak, eflatuni renkte tümörlerdir. Tedavide ilk şart, kabızlığı gidermektir. Aşağıdaki reçetelerden biri uygulanabilir.

Kalın bağırsakta bulunan toplar kılcal damarları, kabızlık gibi zorlama nedenlerle silindir veya düğüm biçiminde uzanmış şekilde ortaya çıkar. Basur olmamak için, sünnet üzere belirtilen miktarda mideyi doldurmak gerekir. Yani midenin 1/3 ‘ünü yemekle, 1/3′ünü sulularla, 1/3′ünü de havayla boş bırakmak gerekir.

İncir, kabak, kabak tatlısı, zeytinyağı, elma, armut, kayısı, şeftaliyi devamlı yemek basura yakalanmayı engeller.

Perhiz
Basura yakalananların atıkları rahat atmaları için yenilenleri kontrol altına almaları şart­ tır. Acılılar, tuzlular, kızartmalar, patlıcan, domates, domates salçası, karabiber, nohut, mercimek, kesinlikle perhiz edilecektir. Siz ayrıca, kendinize dokunan gıdayı tecrübe ile bulup yemeyiniz. Yoğurt, sirke, süt, ekşi.

Bitkilerle tedavisi

Sinirli ot kaynatılıp, balla tatlandırılarak günde 3 kere su bardağı ile yemeklerden Önce içilmeye devam edilir.
Pelin, civan perçemi, kantaron karışımı kaynatılıp balla tatlandırılarak yemeklerden önce 1′er su bardağı içilmeye devam edilir.
At kestanesi doğranıp kaynatılır, balla tatlandırılarak yemeklerden önce 1 ‘er su bardağı içilmeye devam edilir.
Sinameki, kekik, misvak, çörek otu karışımı kaynatılıp balla tatlandırılarak yemeklerden önce yenmeye devam edilir.
Kanlı basura, meşe palamutu, meşe yaprağı, sinameki karışımı kaynatılıp balla tatlandırılarak yemeklerden önce 1′er su bardağı içilmeye devam edilir.
Üzerlik tohumu kavrulup Öğütülür yemeklerden önce1er tatlı kaşığı yutulmaya devam edilir. Midesi rahatsız olanların kullanmaması tavsiye edilir.
Zeytinyağı, kına ile merhem yapılıp taharetten sonra günde 2 kere basura sürülür.
Basurunuz ilerlemeden tedbir alın.
Ameliyat ettirseniz de tekrar çıkabilir.
Erken teşhis erken çözümdür.

.

Devamı Oku ...

Mandalinanın Faydaları Yararları

Mandalinanın Faydaları, Yararları
Sonbahar ve kış aylarının sevilen meyvalarından olan mandalina, zengin bir B ve C vitamini kaynağıdır. Aynı zamanda yüksek miktarda şeker içerir, serbest asit oranı oldukça düşüktür. Bir ufak mandalinada bazı büyük portakallardan daha fazla C vitamini vardır.Portakalı sindirmekte güçlük çeken birçok kimse, mandalinayı rahatlıkla yiyebilir.



Kanı temizler. Kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucudur. Kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürmeye yardımcı olur. Damar setliği ve felçte faydalıdır. Sinirleri yatıştırır. Akşam yemeğinden sonra yenecek 1-2 mandalina uykusuzluk çekenlere faydalıdır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Grip olanlara iyi gelir.

Mandalina Nasıl Kullanılır? Taze meyve olarak yenebileceği gibi reçeli de yapılabilir. Ayrıca, kabuklarından esans elde edilir. Özellikle Kabukları ince kıyılıp doğrudan ya da kek, pasta gibi tatlılara katılıp yenirse kalp ve damar sağlığı açısından faydası görülür.

.

Devamı Oku ...

En sağlıklı 10 kış besini

En sağlıklı 10 kış besini
Amerikan Sağlık Örgütü, kışın tüketilmesi gereken 10 besini açıkladı. İşte 10 besin:

Kabak
En verimli etkiyi ekim-kasım aralığında gösteriyor. Kabağın en önemli özelliği, her türlü pişirme usulüyle tüketilebilmesi ve etkisini koruması. Beta-karoten ve antioksidan kaynağı olan kabağın, kalp hastalıkları ve yaygın kanser türleriyle savaşabildiği biliniyor.

Brüksel lahanası
Lif, K vitamini ve magzenyum deposu. Eylül-şubat ayları arasında taze bulunabiliyor. Günde 4 ile 6 adet tüketmek C vitamini ihtiyacını karşılıyor.

Greyfurt
Likopen ve C vitamini kaynağı olan greyfurtlar, özellikle prostat başta olmak üzere birçok kanser türüne karşı koruyor.

Lahana
Yılın her dönemi bulunan ve A, B6, C ve K vitaminleri yönünden zengin lahanaların, özellikle kışın kırmızı çeşitlerini tüketerek de, kalp ve damar hastalıklarına karşı korunmanın mümkün olduğunun altı çiziliyor.

Kestane
B vitamini, potasyum, bakır ve magnezyum deposu olarak gribe karşı etkili bir silah görevini üstleniyor.

Brokoli
Yılın her mevsimi bulunması mümkün olan brokoli, A, C, K vitaminleri ve kalsiyum, demir ve magnezyum içeren mineralleri sayesinde, mükemmel bir antioksidan kaynağı ve göz dostu.

Tatlı patates
Doğada en taze haliyle kasım-aralık veya nisan-mayıs aylarında bulmak mümkün. Düşük kalorisine rağmen besin değeri hayli yüksek olan patatesler müthiş bir lif deposu.

Pırasa
Vitamin ve mineral yönünden en zengin sebze. Kan değerleri düşük kimselere önerilen pırasanın kolon ve prostat kanserine karşı kanıtlanmış etkisi de biliniyor.

Turp
Sadece kabuğu bile günlük A ve K vitaminleri ihtiyacını yüzde 100 karşılayan turp, C vitamini, potasyum ve kalsiyum zenginliğiyle en güçlü antioksidanlardan.

Sarmısak
Sadece kışın tüketilmese de, kışın yakalanma riski artan enfeksiyon hastalıklarına karşı sarmısak tüm menülerle tüketilmesi önerilen bir mucize besin olarak öneriliyor.

.

Devamı Oku ...

Fast Food Yemeklerdeki Büyük Tehlike

Fast- Food Yemeklerdeki Büyük Tehlike
Bu kez yemeğin içinde değil dışında...

Fast food’dan uzak durmak için bir neden daha çıktı! Kanada’da bulunan Toronto Üniversitesi uzmanları, hamburger, patates kızartması gibi yiyeceklerin yağının sızmasını önlemek için fast food ambalajlarının yapımında kullanılan “perfluoroalkil” adlı kimyasalın gıdalara da bulaştığını tespit etti.

Tiroidden tümöre, yüksek kolestrolden kansere kadar bir çok sağlık sorununa neden olduğu belirtilen bu kimyasallar insan sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor. Araştırmayı yürüten ekibin başında bulunan Scoot Mabury, bugüne dek bu kimyasallarla ilgili hiçbir tedbirin alınmadığını söyledi. Milliyet'in haberine göre, Mabury “Bu kimyasallar ambalajdan yiyeceğe geçmez, vücutta tutulmaz ve vücut bunları işlemez zannediliyordu.

Ancak bu görüşün hatalı olduğu ortaya çıktı” dedi. Araştırmada tehlikeli kimyasalların fast food tüketen kişilerin kan ve idrar örneklerinde bulunduğu kanıtlandı. Uzmanlar söz konusu kimyasalların özellikle cinsiyet hormonlarına olan negatif etkisi nedeniyle doğurganlığı olumsuz etkilediğini belirtiyor.
Kaynak: Haberturk

.

Devamı Oku ...

Havuçtaki vitaminler faydaları

Havuçtaki vitaminler , faydaları
A, C, B1 ve B2 vitaminlerince zengin bir ürün olan havuç, çiğ olarak ya da pişirilerek tüketilir
Havucun yararları
Tohumlarından halk arasında gaz söktürücü, idrar artırıcı, adet getirici ve mide ilacı olarak yararlanılır

Haftada beş kere yendiği takdirde araştırmalara göre kadınlarda kalp enfarktüsünü, felç tehlikesini yüzde 68 oranında azaltıyor

Günde iki havucun erkeklerde kandaki kolesterolü yüzde 10oranında azalttığı görülmüştür

Her gün yenen bir havuç da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriyor

Anne sütünü arttırır

Yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir

Havuçtaki kompleks karbonhidratlar vücuda ererji verir

Havuçlar kirli olsa bile kabuğunu soymamak gerekir Çünkü yarım kilogram havuçta 30 mg C vitamini, B1-B-B6 vitaminleri, kalsiyum, demir ve potasyum mineralleri bulunur ve bunların büyük bölümü kabuğun altındadır

Kabuğu soyulduğunda havuç besin değerinden çok şey kaybeder

Havucun kabuğunu soymak yerine musluğun altında hafifçe fırçalamak yeterlidir

Görme bozukluklari, bas dönmesi, düsük tansiyon, bitkinlik gibi rahatsizliklari iyilestirir

Bronşları açar, kuru öksürüğü keser ve bağırsakları yumusatır

Havucun, süratle kan yapıcı, kuvvetlendirici, ishal kesici, peklik giderici, mide ve bağırsağın yakın dostu, safra akıtıcı, karaciğeri kuvvetlendirici ve yeri doldurulamayan bir sebze olduğunu biliyormusunuz

Kansızlık halinde, sabah-öğle-akşam taze çıkarılmış 1 çay bardağı havuç suyu içilmesi, suyu çıkarılamazsa ince rendelenmesi ve iyice çiğnenerek yenilmesi öneriliyor

Havucun, bol A vitamini ile cilde temizlik ve pembelik verdiğini ve gözlerin sıhhatli kalmasını sağladığını , kalp rahatsızlığı ve damar sertliği olanlara havucun çok fayda verdiğini, her gün yenen bir havucun da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriliyor

Havuçtaki beta-karotenin de gözleri, yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruduğunu

Bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini, havuçların çiğ veya pişmiş olarak yenilirken asla soyulmaması gerektiğini, sadece temiz yıkamanın yeterli olduğu bilinmektedir

Aşırı havuç suyu içildiğinde cilt hafif portakal rengi alırsa da bunun bir zararı söz konusu değildir

.

Devamı Oku ...

Portakal Portakalın Yararları

Portakal , Portakalın Yararları
Diğer İsimleri: Citrus aurantium, Citrus sinencis, Orange


Portakal: Turunçgiller familyasından bir ağaçtır. Boyu 2-10 m arasında değişir. Yaprakları sert dayanıklı ve düz kenarlıdır. Kabuğunun altında sarımtırak, bazılarında ise kırmızı renkte sulu ve dilimli bir öz bulunur. Kabuklarından portakal esansı elde edilir. Çiçeklerinden de portakal çiçeği esansı yapılır. Başta C vitamini olmak üzere P, B ve E vitaminleri ile fosfor, magnezyum ve potasyum minerali açısından zengindir. Bakır, çinko, demir ve manganez mineralleri ile protein de bulunur.


Portakalın Faydaları

* Ateşi düşürür.
* Susuzluğu giderir.
* Kansızlığa iyi gelir.
* Hazmı kolaylaştırır.
* Vücuda enerji verir.
* Nekahat devresini kısaltır.
* Şeker hastalarına faydalıdır.
* Yatarken yendiğinde uyku verir.
* Zayıflatıcıdır, şişmanlamayı önler.
* Damar sertleşmesini ve felci önler.
* Portakal kabuğu iştahsızlıkta etkilidir.
* Vücuttaki zararlı maddeleri temizler.
* Sinirleri yatıştırır ve yorgunluğu giderir.
* Yüksek tansiyonu ve kolesterolü düşürür.
* Vücudu ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
* Çiçeklerinin kaynatılmasıyla elde edilen su, spazm giderir.
* Grip ve nezle gibi soğuk algınlığına iyi gelir ve öksürüğü azaltır.
* Kabuklarından yapılan şurup ise, mide hastalıklarında kullanılır.
* İçerdiği folik asit özellikle hamileler ve bebek için çok yararlıdır.
* Karaciğeri çalıştırır ve safra ifrazatını artırır.sifalibitkileriniz.com
* Cilt kırışıklıklarını önler, cildin taze ve pürüzsüz görünmesi sağlar.
* Kanın pıhtılaşmasını, mide ve pankreas kanserini önleyici etkisi vardır.
* Damar sertliğini ve tıkanıklığını önleyen portakal kalp ve damar hastalıkları ile kansere karşı koruyucudur.
* Kabuklarındaki esans sivilcelere sürüldüğünde biraz yanma yapar ama 2 ayda ortadan kaldırır.sifalibitkileriniz.com
* Çocukların hastalıklardan korunması ve fiziksel gelişiminin tam sağlanması için gerekli olan cevherler dolu bir meyvedir.

.

Devamı Oku ...